Türkiye’nin enerji üretiminde, önemli bir yere sahip yenilenebilir, temiz enerji kaynaklarından jeotermal enerji hakkındaki polemikler sürüyor. Aydın bölgesinde jeotermal enerjinin tarım alanlarını etkilediği tartışmaları devam ederken dünyaca ünlü termodinamik ve jeotermal alanında uzman isim Prof. Dr. Yunus Çengel; “Yayınlanan raporlarda incir üretiminin her yıl artığını saptayabiliyoruz. Raporlardaki verilere göre jeotermal enerjinin tarıma zararı olmadığını gayet açık bir şekilde görüyoruz” dedi.

Türkiye’de incir denince akla Aydın geldiğini ve bir Aydınlı olarak bundan gurur duyduğunu ifade eden Prof. Dr. Yunus Çengel, jeotermal ile incirin birbirine zıt kamplarda gösterilmesinden rahatsızlık duyduğunu ifade etti ve bu iddianın gerçek dışı olduğunu rakamlarla şöyle tanımladı: “Türkiye’de 2010-2017 döneminde jeotermal elektrik santralleri kurulu gücü 97 MW’tan 1064 MW’a çıkmış yani 11 kat artmıştır. Aydın Ticaret Borsası’nın 2017 raporunun TUİK kaynaklı incir ile ilgili verilerine göre: Ağaç başına verim 2010’da 27 kg iken, bu miktar 2017’de 31 kg oldu. Yani azalmak şöyle dursun, jeotermal santralların hızla hayat geçtiği bu 7 yıl zarfında %15 arttı. İncir üretim miktarı 2010’da 255 bin ton iken, 2017’da 306 bin tona çıktı (%20 artış). Kuru incir üretimi de aynı dönemde 59 bin ton’dan 78 bin tona yükseldi (%32 artış). Keza, 2010’da 185 milyon dolar olan toplam incir ihracatı da 2017’de 299 milyon dolara yükseldi (%62 artış). İhracat birim fiyatı da 2010-2017 döneminde kg kuru incir başına 3.75 dolardan 4.34 dolara çıkmış (%16 artış). Bu veriler, incirde gidişatın iyi mi yoksa kötü mü olduğunu herkese gayet net gösteriyor.”

Dünyada zeytin ve üzüm denilince akla ilk gelen şehirlerden biri olan İtalya’nın Toskana şehri de jeotermal enerji üretimi ile kendi enerjisini üretiyor. Bölgedeki santraller ile tarım yapılan arazi aynı bölgede yer alıyor. Düzenli kontroller altında üretim yapılan bölgede kalitesi yüksek üzüm ve zeytin de üretiliyor. Başta ABD olmak üzere pek çok ülkede tarım ve jeotermal enerjinin birlikte yer aldığını belirten Prof. Dr. Yunus Çengel sözlerini şöyle sürdürdü: “Apple ve Google gibi trilyon dolarlık teknoloji şirketlerine ev sahipliği yapan ve teknolojinin kalbinin attığı yer olan Silikon Vadisinin ABD’nin Kaliforniya eyaletinde yer aldığını hemen hepimiz biliriz. Ancak, ABD’de tarım deninde de Kaliforniya eyaleti akla geldiğini herhalde çoğumuz bilmeyiz. İlginçtir ki, ABD’de jeotermal enerji denince yine Kaliforniya eyaleti akla gelir. Çünkü sadece Kaliforniya eyaletindeki jeotermal santralların kurulu gücü, tüm Türkiye’deki mevcut jeotermal santrallerin kurulu gücünden daha fazladır. Çevre duyarlılığı en yüksek olan ve hava kirliliği konusunda en yüksek standartları hassasiyetle uygulayarak dünyaya öncülük eden yer de Kaliforniya eyaletidir. Bu da göstermektedir ki tarım, temiz çevre ve jeotermal enerji birlikte var olabilirler. Yeter ki karbondioksit ve hidrojen sülfür gibi gazları reenjeksiyonla tekrar yer altına basarak havaya salınan jeotermal gaz atıklarını sıfıra düşüren dalgıç pompa kullanımı gibi pratikler ülkemizde de bir an önce adapte edilsin ve hayata geçirilsin” diye konuştu.”